30 Kasım 2009 Pazartesi

KAYIP ARANIYOR (W A N T E D)



Bu resmi görünce bir iki yazı önce yayınlamıştı bunu Fiamma dediğinizi duyar gibiyim... Evet haklısınız, bu benim artrage çalışmam ve originali de masaüstü temamdı. Bu yanlız kuşu internette gezinirken mahsun mahsun dururken bulmuş, çok etkilenmiş,çok sevmiş ve evlat edinmiştim, önce masaüstü arkaplanı yapmış ardından da artrage de resmini çizmiştim.Resim natamamdı ama dayanamayıp burada diğer artragelerle birlikte yayınladım.
Neyse bayram geliyor ya benim temizlik heyheylerim dellendi, kapıydı pencereydi perdeydi ev temizliğiydi derken işi abartıp bilgisayarımın darman çorman içini temizlemeye de kalktım.Tabii su sabun kullanmadan:))) Etrafta dağınıklık olarak gördüğüm ne varsa derleyip toplayıp çöp kutusuna attım, çöp karıştırma huyumu bildiğimden ve çöpten daha sonra başımı kaldıramayacağımı düşündüğümden radikal bir karar alarak çöp kutusunu da tek bir tuş yardımı ile temizleyiverdim. İşte olan ondan sonra oldu:( ve benim kuş uçtuu:==((
Bunca yıl bilgisayarını defalarca kere çökertmeyi başarmış bir insan olmama rağmen bu defa sanal da olsa bir resmi kaybetmek beni çok üzdü, ki ben onu bir de evlat edinmiştim :( Nette genelde çok fazla yer gezmem çünkü hemen yorulurum ama kuşumu aramak için google arama motoruna girdim: Kuşlar,kuş türleri,kuş çeşitleri,kuş resimleri,kuş,doğa resimleri gibi aklınıza gelebilecek tüm görsel ögelerde yüzbinlerce resim taradım. Sonunda yüreğimde de parmağımda da gözlerimde de derman kalmadı:( Bir sürü kuş var hatta daha güzelleri bile var ama gözüm hiçbirini görmüyor, hiçbiri benim mahsun kuşum değil:( Tam vazgeçecekken aklıma sizler geldiniz, çünkü sizlerin veya yönlendirdiğiniz bloglardan birinde görmüş olabilirdim. Belki bir göreniniz, bir hatılayanınız, bir bileniniz vardır, belki bir yerde rastlarsınız onu bana getirirsiniz diye umutlandım.
Böylesi bir sevinci bana yaşatacak kişiyi de ödülsüz bırakmayacağım.Eğer kabul ederse 10marifet.org da yayınladığım işlerden oluşacak bir paket o kişiye teşekkürüm olacak.
Not: Original resimde arka plan daha yeşil tonda ve kütüğün ucunda  da gül yok, o gül sadece benim yorumum.

26 Kasım 2009 Perşembe

Gecekondu Dikiş Kutum ve Müştemilatı:))














Yeni bir yazımla işte yine beraberiz sevgili dostlar... Bugün içim biraz kasvetli, havadan mı, sudan mı, aydan mı bilinmez...Umut ediyorum ki adı gibi bizleri kasım kasım kasan Kasım ayı bitecek ve bu hayet-i ruhiyemizden Bayramın da gelmesi ile birlikte belki bir anda sıyrılacağız. Bayram arifesinde bu yazımı telaşlar, tatlı koşuşturmacalar yüzünden okumaya fırsat bulabilir misiniz bilmiyorum ama en azından koşturmacalarınıza mola verip bilgisayar başında soluklandığınız bir anda umarım tatlı bir tebessüm yayılır yüzlerinize...
Gelelim bugünkü yazımın anlam ve önemine...
Bugünkü yazım, yazımın başından da anlaşılacağı üzere benim dikiş kutumla ilgili.Bazen samimiyetle Tanrı tarafından sabrımın sınandığı düşüncesine kapılırım hem de bu sınavları yaşamak icin üstüne para da öderim:)))
Geçen yıl oldukça eskidiği icin beni dürtükleyen dikiş kutumuzu yenilemek amacıyla şöyle çarşı pazar bir baktığımda içime sinen doğru dürüst bir şey bulamadım.Keşke orda dursaydım, eskisini onarsaydım, süsleseydim, püsleseydim veya da hane halkından birilerinin alıp beni sevindirmesini bekleseydim... Böyle durumlar doğama aykırı olduğundan tabii bunların hiç birini yapmadım, o değişikliği kafama koyduğum andan itibaren her girdiğim dükkanda alakalı alakasız şeylere bakarak tüm benzer objelerin dikiş kutusuna dönüştürülüp dönüştürülemeyeceğini hesaplamaya başladım. Sonra gezerken gezerken günlerden bir gün şöyle içi asansörlü bir tane dikiş kutusuna rastladım. Ve o beğeniyle de hemen satın alıp evdeki eski dikiş kutusunu da elden çıkardım. İşte kabus günlerim tabiri caizse tam da bu dikiş kutusuna taşındıktan sonra başladı. Bir toplu iğne almaya kalksam tüm dikiş kutusunu aktar dökter etmek zorunda kalıyordum.Asansörün altında kalan daraşmalık alana sıkışan , altında kalanlara ulaşmak adeta kabus olmaya başladı ve bir müddet sonra da zaten asansörün lifleri koptu, kırıldı :( böylece ek parça müstakil olarak kutunun en altına düştü. Ohh dediniz parça gitti sıkıntı bitti ama yanılıyorsunuz daha yeni başladı... Bu kere daralan yerde herşey üst üste yığın yığın durmaya başladı, kapağını bile açmak istemez hale geliverdim.(geliverdik)Ve hane halkı olarak hani şu otellerde verilen dikiş setleri ile idare etmeye başladık.
İşte bu hafta, hani Tanrı'nın beni sınava aldığı haftaydı, ki, sabrımı sınayıp durdu, her an elime bir torba alıp kutunun içinde olan varanı çöpe atmak için boşaltıp boşaltmama hisleri arasında gidip geldim...

Bütün bu sıkıntıma ilaveten,kutu evde artık ufak çapta gerilim yaratmaya da başlamıştı ve herkes attığım için kıymete binen eski kutunun meziyetlerini öve öve beni canımdan bezdiriyordu;Yaa nasip diye işe koyuldum...
Önce gecekondu'nun dış yüzünden işe başlayıp üzerindeki 10 marifette yayınladığım iğnedenliğimi söküp, altı yapışkanlı folyo ile üzerini kapladım..İçine ikinci bir kat çıkmam gerekiyordu.4 tane makarayı slikonla altına yapıştırıp folyo ile kaplayarak ikinci kat için sütünları çıktım.Bu aşamada iğnedenliği de kaplayarak kutunun iç kapağına silikonla yapıştırdım.Kutu 2 katlı olduğu halde makaralara yine yer kalmadı:( bu kere sert bir plastiği folyo ile kaplayarak ve 2 adet lastiği geçirerek arkadan diktim ve bunu da hemen iğnedenliğin yanına silikonla yapıştırdım.İki katlı gecekondum böylece bitmiş oldu... ama kapak kilidi olmadığı için ikide bir açılıp yine dağılacaktı, bir başka kutudan şık bir kilit sökerek maraangozluk hünerimi de gösterdim:)) Peki işim bitti mi? Nerde? Heyhattt, elimde 30-40 makara sığınacak yer arıyordu.Ben de villaların müştemilatı olur da gecekondumun neden olmasın deyip makaralar için ek bir kutu kapladım ve ona da makaraları yerleştirdim. Rahatladım mı? Şimdilik öyle gözüküyor... Sabır sınavından geçtim mi? Onu da sizler söyleyin ... olmuş mu olmamış mı????
Sevgi ve dostlukla Kalın,

Fiamma

17 Kasım 2009 Salı

Bir ağaçta ben diktim:)

Artrage çalışmalarıma devam...
Resme yanlış yerden başlayınca çalılıkları budayıp bir ağaç dikiverdim:))
Doğaya armağanım olsun...


8 Kasım 2009 Pazar

Hiç sevmem sessizliği,daral gelir bana...











Uzun zamandır blogumuz pek bir sessizliğe gömüldü, nedendir acaba?

Hani konu sıkıntısı çekiyoruz desem değil, ben çok korkuttum bunları bloğa bile yanaşamıyorlar desem o da değil,herkes çok meşgul desem o da değil,yazın cırcır böcülerim çok konustular ellerinde malzeme kalmadı desem o da değil,herkeste gani gani...
Neredeyse 1 ay olmuş, hiçbirimizin eli değmemiş bloğumuza...
Bana daral gelir böyle sus pus oturmalardan, malum birinin sessizliği bozması lazım...
O malum kişide ben oluyorum izninizle...

10marifet.org'da tanıştığım arkadaşım Sevgili Panicofpsych sayesinde Artrage ile resim yapmaya başladım.Aslen çok heves ediyor olmama rağmen bir türlü cesaret edemiyordum, verdiği destek ve yardım için kendisine teşekkür ederim.

Yaz için planlarımın arasında artrage çalışmalarıma ağırlık vermek ve doğayı resmetmek geliyordu ve boylece bir sunum haline dönüştürecektim yaptığım resimleri ama olmadı.Yaşadığım internet kabusu nedeniyle öyle soğudum ki bilgisayarı bile görmeye dayanamaz oldum.

Eksiğiyle gediğiyle işte benim ilk artrage denemelerim şimdi sizlerin huzurunda...

Sevgi ve Dostlukla Kalın...

Not:Yanlız Kuş: Halen arka plan olarak kullandığım masaüstü temasından yorumlandı.Pek
mahsun görünce kendini evlat edindim:)
Karabataklar: Netten kaydını yaptığım bir çalışma ama özhakiki kaynağını bilmiyorum.
Kedi ve Ağaç: Sevgili Neduk hanım'ın 10 marifet.org da bizlerle paylaştığı bir keçe çalışması...
Kendisine sonsuz teşekkürlerimle..
Köylü Kadın: Sevgili Özcan Ağabey ve Filiz Ablamın kendi elleri ile yaptığı ve bize hediye
ettiği bir biblo tabaktan...Ruhları şad olsun...