Masalcııııı geldiii, hadi toplanın kedinin etrafına bu kedinin nasıl ve nasıl oluştuğunu bir de benden dinleyin..
Bütün öykülerimi anlatmadan hiçbir yere bırakmam ama şöyle relax olup uyumak serbest:))))
Dün gece saat 23.45 sıralarında bilgisayardan kopup şöyle televizyon karşısına kurulup bir yandan hanım dilendi bey beğendi motiflerimi elime aldım bir yandan da televizyondaki çocukların yarıştığı ''Bir şarkısın Sen'' adlı yarışmayı izlemeye başladım.O yaştaki çocukların nasıl da hoş şeyler yapabileceğine keyifle tanıklık ederken ve bir yandan da tığımı eğirirken bir anda gözüm gündüz yaptığım temizlikte kullanırım belki diye çıkarıp ortada bıraktığım bir objeye takıldı ve orada da kaldı. İşte o obje bu aşağıda gördüğünüz obje arkadaşlar:)))
Evet bu bir maske arkadaşlar, tam koruyuculuk özelliği bulunan ve 1 hafta süre ile kullanılabilen Domuz Gribinden korunmaya yönelik filtreli bir maske ve o kullan at maskelerin koruyuculuğu sıfır malesef .Halen geçirmekte olduğum bir rahatsızlık nedeniyle ve risk grubu arasında bulunmam sebebiyle toplu kullanım alanlarında bu maskeyi takıp dolaşmam gerekiyor aslen ama malesef tuhaf bakışlar ve çevredeki bakışlardan duyulan rahatsızlıklar nedeniyle tarafımdan kullanılamadılar:( Biz de bazı şeyler yanlış anlaşılıyor nedense, bir iki deneme yaptım vebalı muamelesi gördüm neredeyse.. asıl korunması gereken bizlerken insanlar sanki bizden korunulması gerekir gibi düşünüp yanınızdan kibarca veya tuhaf bir bakışla uzaklaşıyorlar en azından benim yaşadığım çevrede bu böyle:) Neyse o da bir işe yarayacakmış evde bir düzine bulunması vesile oldu:)))
Döneyim öz hakiki konumuza;
O maske ile gözgöze geldiğimiz andan itibaren sadece televizyonun sesine kulak vererek hummalı bir koşturmaya ve çalışmaya giriştim...Elimdeki iş süratle bir yığın halinde diğer bir yana bırakıldı ve havlular tarandı, yünler, elyaflar,kurdeleler çıktı, dikiş kutusu bir yanıma yerleşti. Vira bismillah deyip bir çırpıda kesip biçtim ve ortaya bu şirin kedicik çıktı...
Peki bu kedicik nereden çıktı:))) İçinizden bazı arkadaşlar bu kedinin bir benzerini ben daha önce bir yerde görmüştüm diye düşünmeye başlamışsınızdır. Bu kedi... evet Nalancığımın o kedisi:)))) Ve burada yayınlanmış ve sizlerin beğenisine sunulmuştu zamanında:)))
Nalancığım koşşş gelllll benzemiş mi????? birebir aynısı değil tabiii, bir de kusurları görmezden gel de içim rahatlasın:))))
Gel zaman git zaman benim bu yazımda kedi muhabbetleri yaptığımız bir sırada sağolsun Nalancığım sen benim sütyenden kedimi gördün mü diye sormaz mı? (Bayılırım bu söze eski Türk filmlerini hatırlatır hep bana:)) Hani size daha önce kelebek kolleksiyonu mu göstermiş miydim?? derler ya işte oyle) O yıllarda bendeniz buralarda olmadığından malesef ki o güzelim kediyi görmemiştim ve haliyle Nalancığıma da ''daha yeni tanıştığımızdan o kedili sütyenini göstermediğini'' itiraf ediverdim:)))Bayağı güldük söyleştik ve belki bir gün bir sütyen artarda yaparım bundan diye tabii hafızaya kayıt yapmışız ama bunu bilemedik. Amaa o gün bugün değildi bundan eminim, birden o objeyle gözgöze gelince gelişti herşey flashbellek bu olsa gerek...Demek hafızam hep bir yerlerde gizliden sütyen ararmış:))) sütyen bulamadım kesecek ama bir adet maske de işimi pek ala gördü:)) Ahh -Nalanım gece gece kulakların kimbilir nice çınlamıştırdır da Mahmut Abimi rahat bırakmamışsındır uykusunda:)) Neyse itiraf edeyim aslen o maske olmasa da olurmuş benimkinin içinde ama başlayıp bitirmeye yakın bunun sütyen yerini tutmayacağını çözdüm ama ısrarla dönmedim yolumdan:)))
Gelelim yavaş yavaş bu öykünün sonuna yoksa ben de uyuyacağım şimdi:))) Evet tahmin etmişsinizdir kedicik sahipsiz değil ve yine Bade'ye yapıldı ve yapılırken her gün yeni yeni hareketleri ile telefon sohbetlerimizin odağına oturulan Bade'm gözlerimde canlandı ( bir kaç gün görmesen feci özlemeye başlıyorum hemen yaaa şu aralar hergün yeni bir sey icat ediyor üstelik) ve yüzüme tatlı tebessümler yayıldı.Efendim hanımefendi bugünlerde uzayan ve gözlerinin önüne gelen saçlarına toka taktırmıyormuş. Ehh deyip fırlatıyormuş...Bu çocuk bir tuhaf, gözünün içine baka baka elini götürüp yine gözünün içine baka baka cıkarıp fırlatıyor istemediği ne varsa. Çorap konusunda da aynı inatlaşmayı yaşadıydılar, sonunda ayağına giydirilen çorapların yanına bir de elinde tutsun diye çoraplarla sağda solda dolaşmaya başladı...Bu kedi de onun bu beni güldüren davranışlarına ithafen kompoze edildi... Hem ona örnek olsun hem de arkadaş olsun diye:)) Biri elinde biri totosunda biri de başında en azından değil mi ama:)))
Evet bu kediciğin öyküsü burada bitiyor hadi bakalım herkes odasına...
ama öyküler, tatlı atışmalar,gülmeye vesile bahaneler ve paylaşımlar hiç bitmesin hayatımızda...Çünkü hayat gerçekten çok kısa ve hoş bir seda olabiliyorsak ne mutlu ...
Bu vesileyle mutlu,huzurlu ve sağlıklı bir yıl diliyorum tüm sevdiklerinizle hepinize...